Merhaba Sevgili Okur
Merhaba, “Hızlı Okuma, Hızlı Anlama ve Hızlı Düşünme” üzerine hazırlamış olduğumuz yaz 2016 özel sayımızla karşınızdayız.
Her güzel şeyin hızla tüketildiği bir ülkede yaşıyoruz.
Kişiliklerimizi zorlayan bu tüketim çılgınlığı yalnızca ürünler düzeyinde değil, sanat ve kültür gibi soyut alanda da ayan beyan gözüküyor.
Bunun temel nedenlerinden birinin, insanların sevdikleri şeyi –farklı çıkarlardan dolayı- abartma eğiliminde olmaları; buna paralel olarak sunulan hizmetle ilgili beklenti çıtasını imkansız noktasına doğru yükseltmeleridir.
Beklenti çıtasının yükselmesine neden olanların başında ise kısa vadeli menfaatleri peşinde koşan, bindiği dalı kesen abartmacı organizasyonlardır.
Bir zamanlar (çok değil üç beş yıl öncesine kadar) popüler olan kişisel gelişim konularına şimdilerde ilgi kaldı mı? Kalmaz; çünkü mübalağa ve abartmak kafa karıştırıcıdır.
Yalanı doğru göstermekle kısa süreliğine insanları kandırmak mümkün, ama unutmamak gerekir ki, yalanlar uzun vadede yalan söyleyenleri de yok eden birer terminatördür.
Bu konuda Woody Allen’in bir esprisini hatırlatalım.
Hızlı okuma kurslarına olan inandırıcılığı kalmayan kişilerin duygularına tercüman olmak için Allen şu espriyi yapmıştı:
“Süratli okuma hakkında bir kursa gittim; Savaş ve Barışı 20 dakikada okumayı başardım. Olay Rusya’da geçiyor.”
20 dakikada Tolstoy’un ünlü 4 ciltlik ve her cildi yüzlerce sayfadan oluşan “Savaş ve Barış” romanını okuyan bir kişinin aklında bundan daha fazlası kalır mı sizce de?
Sevgili okur;
Bu sayımızda, üzerine çokça spekülasyon yapılan “Hızlı Okuma” konusunu detaylarıyla ele aldık. Son 15 yılda, çoğu insanımızın hızlı okuma kurslarına ilişkin olumlu-olumsuz bir hafızası oluştu.
Umarız dergimizin bu sayısını okuyanlar, hızlı okuma hakkındaki yargılarını yeniden gözden geçireceklerdir.
Böylece hem bu kurslara ilgi duyanlar ve hem de bu sektörde hizmet veren kişiler arasındaki iletişim pozitif, dengeli, gerçekçi ve kurallarıyla yeniden bir sisteme oturur.
Derginizde, bu iddiaları pekiştirmek üzere yer verdiğimiz MEMORIAD™’ın hazırlamış olduğu hızlı okuma standartlarının önemini daha iyi görmek mümkün olacak.
Kuralları olmayan hizmetlerin sistemi de olmadığından inandırıcılığı kalmaz. MEMORIAD™ bize hızlı okumaya ilişkin bir sistem sunuyor; böylece bu alandaki gayretler de rayına oturtmuş oluyor.
Dikkatlerinize havale ediyoruz.
Yaz aylarındayız.
Yaz ayı deyince benim aklıma gelen 2 şey var: Kitap ve Ortam.
Okumayı öncelediğim halde, “ha bugün ha yarın…” diyerek ertelediğim kitaplarım; diğeri ise ortam. Benim için ha deniz kenarı olmuş ha dağ başında bir yayla ortamı, fark etmez. Hedefim daha çok kitap okumak. “Oynayacak gelin için yerin bir önemi yok.” demiş atalarımız.
Sizi derginizle baş başa bırakmadan önce birkaç güzel söz paylaşmak isterim:
Bazı kitapların tadına bakılmalıdır. Diğerleri yutulmalıdır. Ve çok azıda çiğnenip hazmedilmelidir (Francis Bacon).
Kitapları iki gruba ayırmak mümkündür: Günün kitapları ve her zamanın kitapları (Ruskin).
Kitaplık kurmak, tapınak yapmak kadar kutsaldır (Victor Hugo).
Kitaplar da dostlar gibi az, fakat iyi seçilmiş olmalıdırlar (Jonerianna).
Bestami Çiftçi
Genel Yayın Yönetmeni