Matematikçi Gizli Kahramanlar – Yutaka Taniyama ve Goro Shimura
Matematikçi Gizli Kahramanlar / Yutaka Taniyama ve Goro Shimura – Dünyayı değiştiren aslında bir avuç insanın hayalleridir. Hayallerine ruh vermiş olan bu insanların başarı öykülerini çoğumuz biliriz; ancak başarılı insanların hayallerini şekillendiren ve onları birer kahraman yapan öncülerini ve yardımcılarını aynı şekilde, ne yazık ki, bilmeyiz.
Dergimizin önceki sayılarında anlattığım ve insanları (en azından matematikçileri) peşinden 350 yıl boyunca koşturmuş olan Fermat’ın meşhur son teorisi probleminin çözüm sürecinde öncülerden ve onların fikirlerinden itina ile bahsetmeye çalıştım. Problemi çözmeyi başaramamışlardı, ancak onların fikirleri olmadan bir başkasının çözmesi de imkansızdı. Ben onlara “gizli kahraman” diyorum. Bu sayımızda da size iki gizli kahramandan; Taniyama ve Shimura’dan bahsedeceğim.
Kısa, verimli ve etkileyici iki yaşamın hikayesidir bu.
Dünyayı değiştiren aslında bir avuç insanın hayalleridir…
Meşhur problemi 1996 yılında çözmeyi başaran Wiles, üçüncü ve belki de en büyük yardımı Taniyama ve Shimura’dan alacaktı. İspatının bel kemiğini Taniyama-Shimura varsayımı oluşturuyordu. Varsayım, matematiğin iki ayrı köşesini hiç umulmadık şekilde birleştirebileceğini iddia ediyordu. “Eliptik denklemler ve modüler formlar fiilen bir ve aynı şeydi.”
Yutaka Taniyama ve Goro Shimura
Yutaka Taniyama, 12 Kasım 1927 de Tokyonun birkaç mil kuzeyindeki bir kasabada doğdu. Çocukluğu boyunca geçirdiği birçok hastalık nedeniyle eğitimi birçok kez kesintiye uğramıştı ve savaş yılları boyunca okulu kapalı kaldığından eğitimi tamamen durmuştu.
Birkaç yıl sonra savaş bittiğinde Goro Shimura ve Taniyama hemen üniversiteye başlamışlardı. Bu birliktelik ilerleyen yıllarda matematik dünyasına büyük bir yeniliği de beraberinde getirecekti.
1957’de, Shimura, “Princeton’daki Institute for Andvanced Study”ye konuk profesör olarak davet edilince ortak çalışmaya geçici bir süre ara verilecekti.
Shimura, Amerika’da geçireceği 2 yılın ardından Taniyama’yla birlikte tekrar çalışmak niyetindeydi. Ancak böyle bir iş birliği hiç olmayacaktı. Çünkü Taniyama’nın aldığı hiç beklenmedik bir karar, onları sonsuza dek ayıracaktı;
Yutaka Taniyama İntihar Etti…
17 Kasım 1958’de Yutaka Taniyama intihar etmişti. Bu, Shimura için büyük bir şaşkınlıktı. Sadece Shimurayı değil, bu haber bütün dostlarını şaşkına çevirmişti. Çünkü Taniyama, Misako Suziki’ye aşıktı ve o yıl evlenmeyi planlıyorlardı.
Taniyama intiharından önce son bir mektup bırakmıştı;
“Düne kadar kendimi öldürmek için belirgin bir niyet duymuyordum. Ama son zamanlarda hem bedence, hem de zihnen ne kadar yorgun olduğumu çok kişi fark etmiştir. İntiharımın nedenini bende tam olarak anlayamıyorum; ama belli bir olayla ya da meseleyle ilgili olmadığı kesin. Şu kadarını söyleyebilirim sadece: Geleceğime olan güvenimi yitirmiş durumdayım.” – Yutaka Taniyama
İçinde bulunduğu psikolojiyi bu satırlarla açıklamıştı Taniyama. Bir matematikçi disipliniyle mektubun devamında meslektaşlarına gerekli hatırlatmaları da yapmıştı. Lisans düzeyinde vermekte olduğu diferansiyel – integral hesabı ve lineer cebir derslerinde nereye kadar geldiğini de söyledikten sonra, bu durumun yaratacağı zorluklardan dolayı özür dileyerek mektubu bitirmişti.
Böylece son derece parlak ve öncü zihinlerinden biri olan Yutaka Taniyama yaşamına kendi isteğiyle son vermiş oluyordu. Trajedi bununla da son bulmamıştı aslında. Taniyama’nın intiharından birkaç hafta sonra, aşkı Misako Suziki de canına kıymıştı. Ve o da Taniyama gibi ardında bir not bırakmıştı:
“Nereye gidersek gidelim, hiç ayrılmayacağımıza dair söz vermiştik birbirimize. Şimdi o gittiğine göre, ben de gidip onunla buluşmalıyım.” – Misako Suziki
Kısa süren meslek hayatı matematiğe radikal bir fikir getirdi ve Sihumura-Taniyama varsayımı olarak bilinen yenilikçi düşünce birçok denemeye rağmen yıllarca ispat edilemedi.
Andrew Wiles
İşte tam burada, Andrew Wiles, çalışmaları sırasında çok önemli bir şeyi keşfetti. Fermat’ın son teoremiyle Sihumura – Taniyama varsayımı arasında çok önemli bir ilişki olduğunu farketti.
Hatta eğer bu varsayımı ispat ederse Fermat’ın Son Teoremi’ni de ispat etmiş olacaktı. Bu, Wiles için son derece heyecan vericiydi. Çünkü artık sonuca nasıl ulaşabileceği ile ilgili bir stratejisi vardı.
Ancak bu strateji 30 yılı aşkın bir süredir ispat edilememiş bir varsayıma dayanıyordu; Wiles’ın elinde biri 350 diğeri ise 30 yıldır çözülememiş iddialar vardı ve artık sona yaklaşıyordu…
Tavsiye Edilen Makaleler:
İngilizce Kelimeler Nasıl Öğrenilir ve Nasıl Hafızada Tutulur