Çağrışımsal Hazırlama (Priming) – Bir Tür Bildirilemeyen Bilinçaltı Örtük Hafıza
Çağrışımsal Hazırlama (Priming) – Bir Tür Bildirilemeyen Örtük Hafıza – Sadece “Hazırlama (priming)” olarak da adlandırılan bu hsfızayı ben “Çağrışımsal Hazırlama Hafızası” olarak kullanıyorum. Bana daha anlamlı geliyor. “Çağrışımsal Hazırlama”nın ne olduğuna geçmeden önce isterseniz hafızanın genel olarak sınıflanmasına ve “hazırlama”nın bu sınıflamanın neresinde yer aldığına bir göz atalım.
Hafıza türlerinin genel anlamda ve bilimsel çevrelerce de kabul edilmiş sınıflaması ilk olarak olarak Kanadalı Bilim Adamı Dr. Endel Tulving tarafından 1972 yılında yapılmıştır.
Hafıza en üst seviyede “Kısa Süreli Hafıza (Short Term Memory)” ve “Uzun Süreli Hafıza (Long Term Memory)” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Uzun Süreli Hafıza da kendi içinde “Bildirilebilen Hafıza (Declarative Memory)” ve “Bildirilemeyen Hafıza (Nondeclarative Memory)” olarak iki gruba ayrılmaktadır.
Bildirimsel hafıza “Açık Hafıza (Explicit Memory)” olarak da adlandırılmaktadır. Benzer şekilde Bildirilemeyen hafıza da aynı zamanda “Örtük Hafıza (Implicit Memory)” olarak ifade edilmektedir.
“Bildirilemeyen Hafıza” da kendi içinde “İşlemsel Hafıza (procedural memory)”, “Çağrışımsal Hazırlama (priming)” ve “Klasik Şartlanma” (Classical Conditional)” olarak üçe ayrılmaktadır. Otomatik hale gelmiş “Alışkanlıklar” da hazırlama etkisi gösterirler.
Bu makalede “Hazırlama (priming)” veya diğer ifadeyle “Çağrışımsal Hazırlama” hafızası incelenecektir.
TOEFL Kelimelerinin hafıza teknikleriyle hızlı, kolay ve kalıcı olarak öğrenilmesi konusundaki eserim olan “Accelerated Word Memory Power” adlı seti hazırlarken beynimizde “Çağrışımsal Hazırlama (priming)” diye mevcut olan hafızanın nasıl öğrenmeyi kolaylaştırıcı olarak kullanılabileceği üzerinde çalışmıştım. Seti hazırlamadan önce “Acaba kelimeler beyindeki sözlükte nasıl bir düzende yerleştiriliyor?” sorusuna cevap olabilecek bilimsel makalelere dalmıştım. “Çağrışım” ve “Dil Sürçmeleri” ile ilgili çok sayıda kitap ve bilimsel makale okumuştum. Hatta eserde kendi dil sürçmelerimle ilgili örnekler de vermiştim. Neyse, lâfı biraz uzattım gibi. “Hazırlama” veya “Çağrışımsal Hafıza” konusuna tekrar geri dönelim.
Çağrışımsal Hazırlama / Hazırlama (Priming) Nedir?
“Hazırlama (priming)” veya diğer ifadeyle “Çağrışımsal Hazırlama“, bilinçli bir rehberlik, yönlendirme veya niyet olmaksızın, bir uyarana maruz kalmanın bir sonraki uyarana verilen yanıtı veya tepkiyi etkilediği bildirilemeyen bir hafıza türüdür. Bu hafıza bilinçaltı bir seviyede örtük olarak çalışmaktadır.
Örneğin, ALİ kelimesi söylenince ardından aklınıza gelen ilk kelimeyi söylemeniz istense, beyninizde KAPI kelimesinin çağrışması yerine VELİ kelimesinin akla gelmesi olasılığı çok yüksektir. Bir ön girdinin bir sonraki tepkiyi “hazırlama” ilişkisi sadece kelimesel ve kavramsal ilişkilerle de sınırlı değildir. Hazırlama ilişkisel olabileceği gibi, tekrarlayıcı, algısal, pozitif, negatif, resimsel, kokusal veya duygusal da olabilmektedir.
Hazırlama, bir şart olmasa da iki uyaran aynı tarz veya şekilde olduğunda daha etkili olabilmektedir. Örneğin, görsel hazırlama en iyi görsel uyaranla, sözlü hazırlama ise en iyi sözlü uyaranlarla işe yaramaktadır. Ancak hazırlama yöntemleri “HASTA” ile “HASTANE” ve “DOKTOR” gibi anlamsal olarak ilişkili kelimeler arasında da gerçekleşmektedir. Tabi bu arada “yaşlılık” ve ihtiyarlık” ile sıfatlara yoğun maruz kalan insanların bu uyarılar sonrası kısmen yavaş yürüdüğü veya yavaş hareket ettiği de araştırma sonuçları arasındadır.
Daha fazla örnek verildiğinde “Hazırlama Hafızası”nın ne olduğunun daha iyi anlaşılacağını düşünüyorum.
Çağrışımsal Hazırlama (Priming) Hafızası Örnekleri
Bazı psikologlar, çağrışımsal hazırlamanın davranışlarımız üzerinde şaşırtıcı etkileri olabileceğini iddia ettiler: Bir para imajını görmek politik görüşlerimizi etkileyebilir, yaşlılarla ilişkili kelimeleri okumak, insanların daha yavaş hareket etmesini sağlayabilir – Psychology Today
1-) Maruz kaldığınız kelimeler veya okuduklarınız nasıl davrandığınızı etkileyebiliyor
1996’da John Bargh tarafından yayınlanan bir dizi çalışmada, okuduğunuz şeyin davranış şeklinizi kontrol edeceğini kanıtlamaya çalıştı. NY Üniversitesi öğrencilerinden otuz beş kelimelik cümleleri çözmelerini istedi. Üç farklı gruptaki öğrencilere onların dil ve anlama becerileriyle ilgilendiğini söyledi. Ancak gerçek bu değildi.
Bir grupta öğrencilerden saldırganlığı yansıtan “rahatsız etmek”, “aniden” ve “saldırgan” gibi sözcüklerle dolu cümleleri çözmelerini istedi. .Başka bir grup “nazik”, “kibar” ve “davrandı” gibi kelimeleri çözdü. Üçüncü grup, bir kontrol grubuydu ve onlar için “neşeyle”, “hazırlar” ve “egzersiz” gibi kelimeler kullandı.
Öğrenciler görevi tamamladıktan sonra kağıtları teslim edip gelip ikinci ödevi almaları istendi. Ancak bu görevin kendisiydi – “Gidin ve ilk görevi tamamladıktan sonra ikinci görevi seçin!“. Her öğrenci yaklaştığında, araştırmacı bekleyen öğrenciyi görmezden gelerek başka biriyle konuşuyordu. Bu şekilde, konuşmayı bölmeden önce herkesin ne kadar sabırlı olduğunu görmek istediler. Sonuç olarak:
- “Kibar sözler” okuyan grup ortalama 9.3 dakika bekledi;
- Tarafsız grup 8.7 dakika bekledi;
- “Kaba / agresif sözler” okuyan grup 5.4 dakika bekledi.
Kibar kelimeler okuyan grup katılımcılarının% 80’inden fazlası sırada 10 dakika bekledi. Ve “kaba” kelimeler okuyan grubun sadece% 35’i kalmayı seçti. Araştırma yapıldıktan sonra öğrenciler neden bu kadar beklediklerini açıklayamadılar.
2-) Yaşlılarla ilgili kelimeleri okumak insanların daha yavaş hareket etmesine neden olabiliyor!
John Bargh tarafından yapılan başka bir deneyde, katılımcılar yaşlılarla bağlantılı kelimeler olan cümleleri çözdüler. Bu kelimeler “emekli”, “buruşuk”, “yaşlı”, “eski”, “yavaş” vb. sözcükleri içeriyordu. Daha sonra, öğrencilerin deney odasından asansöre gelmeleri için geçen süreyi izledi ve deneyden önce asansöre varmalarının ne kadar sürdüğü ile karşılaştırdı. Deney sonrası ise süre ortalama olarak birkaç saniye daha uzun sürdü.
Bargh daha sonra tekrar deneyler yaptı ve ardından sonuçların doğru olduğundan emin olmak için bir kontrol grubuyla bir kez daha denedi. Sonuçlar benzerdi – yaşlılarla ilgili kelimelere maruz kalan grup elemanlarının hedeflerine varmaları daha uzun sürdü.
3-) Kokular davranışlarınızı etkileyebiliyor!
2005 yılında, Utrecht Üniversitesi’nden Hank Arts öğrencileri üzerinde bir deney yaptı. İki gruptan bazı anketler doldurmalarını istedi ve ödül olarak bir kurabiye alacaklardı. Bir grup temizlik ürünleri kokan bir odada otururken, diğer oda hiçbir şey kokmuyordu. Temizlik ürünlerinin kokusuyla beslenen grup işini bitirdikten sonra diğerinine göre üç kat daha fazla kendilerini temizleme olasılığı oluştu.
Benzer şekilde marketler, taze pişmiş ekmek kokusunun satışları artırdığını keşfettiklerinde de benzer bir etkiyi fark ettiler. “Taze pişmiş” kokusu insanları daha fazla yiyecek almaya motive ediyor.
Benzer şekilde bazı mağazalar belli kokularla kendi mağazaları arasında bilinçaltınızda bu tür hazırlama amaçlı kokusal ilişkiler kuruyorlar.
4-) Görüntüler performansı artırmak için etkili olabiliyor!
Ron Friedman tarafından yapılan bir başka çalışmada, insanlara sadece gösterildiği, ancak içmelerine izin verilmeyen sporcu içecekleri veya şişelenmiş su resimlerinin kullanıldığı bir çalışmada, daha uzun süre dayanma ve beden eğitiminde ısrar etme olasılıklarının yüksek olduğu görüldü. Hazırlama, etrafta olup bitenleri bilinçli olarak anlamaya çalışmadığınızda, beyniniz otomatik pilotta olduğunda en iyi şekilde çalışmaktadır.
Benzer şekilde, ürününüze “BİYO” veya “TAMAMEN DOĞAL” gibi sözcükler eklemek, insanları doğa veya çiftlikler hakkında düşünmeye teşvik ediyorr.
5-) Dinlediğiniz müzik tad almanızı etkiliyebiliyor!
Yaptığı bir çalışmada, Adrian North, müziğin bir şarabın tadını değiştirebileceğini keşfetti. Katılımcılar, çalınan müzik türüne bağlı olarak içtikleri şarapların tadını farklı şekillerde anlattılar.
Çalışma için farklı duygulara karşılık gelen dört şarkı seçtiler: Carmina Burana (güçlü ve ağır), Waltz of the Flowers (ince ve naif), Just Can’t Get Enough by Nouvelle Vague (canlı ve canlandırıcı) ve Slow Breakdown Michael Brook (yumuşak ve hafif).
Müzik belirli düşünceleri motive etmekte, ruh halimizi etkilemekte ve daha sonra düşünmemiz veya harekete geçmemiz istendiğinde bu düşünceleri kullanma olasılığımızı artırmaktadır.
Dört grup katılımcı da aynı şarabı içti ancak her bir katılımcı grubunda bu şarkılardan biri arka planda çaldı.
- Carmina Burana’yı duyanların şarabı güçlü ve ağır olarak tanımlamaları daha olasıydı.
- Çiçeklerin Valsini duyanlar, onu ince ve zarif olarak tanımlamaya daha meyilliydi.
- Ve diğer iki şarkıya karşılık gelen diğer gruplar da içtikleri şarapla ilgili olarak şarkıların ruhuna uygun değerlendirmeler yaptılar.
Bu, belirli bir ürüne yönelik tercihinizi etkileyen ve motive eden bir ses hazırlama örneğidir.
6-) Kültürel görseller düşüncelerimizi etkiliyor!
Kültürel hazırlama, insanların olayları ve kültürel çerçeve değiştirme ve benlik kavramı gibi diğer kavramları nasıl yorumladığını anlamak için kültürler arası psikoloji ve sosyal psikoloji alanında kullanılan bir tekniktir.
Örneğin, Hung Ying-yi ve arkadaşları, katılımcılara ABD Capitol binası ve Çin tapınağı gibi iki farklı kültürle ilgili farklı bir dizi resim gösterdiler ve ardından bir grup balığın önünde yüzen tek bir balık klibi seyrettirdiler. Sonuç; Çin tapınağı resimleri gören katılımcıların kolektivist bir şekilde akıl yürütme olasılıkları daha yüksek iken, batı görüntülerini izleyen katılımcıların ters bir tepki verme ve tek balığa daha fazla odaklanma olasılıkları yüksek olmaktadır.
İki kültürlü toplumdan olan insanlar, farklı kültürel simgelerle hazırlandıklarında, kültürel olarak etkinleştirilmiş şekilde atıf yapma eğilimindedirler.
Özellikle politikacılar söylemleriyle çeşitli kültürel hazırlama araçlarını kendi taraftarlarını yönetmek için etkili bir şekilde kullanmaktadırlar.