Hız ve Haz Çağında Yaşam Temponuz Nasıl ? haz_ve_hiz Full view

Hız ve Haz Çağında Yaşam Temponuz Nasıl ?

Hız ve Haz – Sosyal hayatta yaşamak otobanda araba kullanmaya, ya da bir müzik korosundaki rolünüze benzer. Akıllı bir şoför hız.limitlerine, varsa işaret ve işaretçilere uyar. ünündeki arabaları geçerken rekabete girmez; geçmesi gerekiyorsa geçer, geçmiş olmak için değil. Hızını hava durumuna göre ayarlar; karlı, buzlu veya ıslak yollarda hızını olması gereken limitlere çeker.

İşte hayat da böyledir; daha doğrusu sosyal hayat. .. İnsanlarla ilişkilerde, çalışma hayatında, aile hayatında dikkatli olmak gerekiyor; yaşam temposuna, toplumsal ritme, sosyal hıza dikkat etmek gerekiyor. Toplumsal hava durumu, birlikte olduğunuz insanların hızları, alışkanlıkları, kültürü, değerleri yaşama hızının belirleyicileridir. Yani kişinin temposu bu faktörlerden etkileniyor.

Tempo Nedir?

Tempo, normalde bir müzik deyimi olarak bir parçanın icra edilme hızını ifade eder. Sosyal hayatta kullandığımız tempo ise müzik literatüründen ödünç alınmış. Mesela, senkron açısından baktığımızda, yaptığımız faaliyetlerle ne ölçüde uyum sağladığımızı ifade eder. Bunun yanında Adacio denilen yavaş tempo, Allegro hızlı tempo ve bunlar gibi değişen diğer tempolar var. Nasıl ki müzikte tempo, türüne ve zamanlamasına göre önem kazanıyorsa, kişisel ve sosyal yaşamda zaman yönetimimizin temposu da o denli önem kazanıyor.

Temponuzu ölçebilirsiniz!

Hız ve Haz – Tempo, çalışılan zamanın çalışılmayan zamana oranıdır. Siz de kendi temponuzu günlük olarak ölçebilirsiniz. Çalıştığınız gerçek zamanı saat cinsinden hesap edin. Sonra bulduğunuz saat sayısını 24 saate bölün. Çıkan sonuç sizi günlük yaşam ritminizdir.

Yaşam tempomuz kişiden kişiye, yaptığımız işin özelliklerine ve ortama göre değişkenlik gösterir. Alvin To(fler, Future Shock kitabında tempodan söz eder. Ona göre, insan türü teknolojinin gelişimi nedeniyle hızla yaşlanıyor. Her yeni teknoloji eskiyi kullananları yaşlandırıyor. Bu durumu, değişim şoku ve değişim hızı olarak nitelendiriyor.

Teknolojinin gelişmesi, tarihten bu yana toplumların yaşam temposunu etkilediği gibi, buna özgü kültürler de oluşturmuştur. Hatta yurtdışına yönelik ticari iş veya turistik gezi yapanlar farklı kültürlerin zaman algısının kurbanı olabiliyor. Çünkü her kültürün zaman algısı ve zamanı kullanma temposu da farklı farklı.

Her kültürde, yaşamın genel hızı ve zaman algısı sosyal tutumlara da yol açıyor. Mesela bir banka kuyruğunda beklemek sabır gerektirir. Temposu yüksek bir caddede, mesela İstanbul’un İstiklal Caddesinde veya Ankara’nın Kızılay’ında sallana sallana yürümek temposu hızlı insanların orayaburaya yetişmek için hızlandığı bir anda tuhaf karşılanabilir.

Kültürden söz açılmışken, her kültürün zamana dair sözleri de o kültürün yaşam temposu hakkında bilgi veriyor. Mesela, bizim ülkemizde “Acele giden ecele gider”, “Acele edeninin ayaklarına etek dolaşır” gibi laflar, “Aheste çek kürekleri mehtap uyanmasın!” diyen şarkı sözleri ağır nağmeleriyle sıkça duyulur. Zamanın Coğrafyası kitabında Robert Levine tempo için 3 unsur gösterir;

Birincisi, yayaların ortalama hızı. İkincisi, iş yerlerinde iş yapma hızı. Üçüncüsü ise bir şehirdeki saatlerin birbiriyle aynı zamanı göstermesi. İlginç değil mi?

Levine, kitabında, yaşadığı bir Brezilya deneyiminden söz eder. Ders verdiği üniversitenin ilk dersine ulaşmak için saatini kurduğunda her şey normaldi. Ancak kendi saatine göre uygun bir zamanda dışarı çıktığında olanlar olur:

Saatin kaç olduğunu sorduğu insanların h_epsi 1 ile 3 saat arasında farklı saatler söylerler. Ustelik sokak ve caddelerde gözüne takılan sabit saatler de birbirinden tamamıyla farklıdır. Sonunda sınıfa yetiştiğinde, hiçbir öğrencinin sınıfta olmadığını görür; çünkü öğrencilerin saatine göre, derse daha 2 saat vardır.

Yapılan araştırmalara göre, insanların yaşam hızı ve temposu şu faktörlerden etkileniyor:

· Canlı ekonomilerde insanlar daha hareketli, dolayısıyla fazla hareket daha dakik olmayı gerektiriyor. Yüksek sanayileşmenin olduğu yerlerde yaşam hızı daha fazladır. Nüfusun yoğun olduğu şehirlerde insanlar daha hızlıdır. Daha soğuk iklimlerde yaşayan insanlar daha hızlı yaşıyorlar. Bireyciliğe daha yatkın olan kültürlere sahip insanların yaşadığı yerlerde, insanlar daha hareketli, daha hızlı ve zaman yönetimi bakımından daha dakikler.

Hız ve Haz

Hız ve Haz – Teknolojik yaşamın getirdiği hızlı ve hazlı hayat bizi önemli ölçüde törpülüyor. Hızın getirdiği haz, bizi, sınırsız gelişimle birlikte doyumsuzluğa doğru koşturuyor. Her gün yenisi üretilen teknoloji, tıpkı şişmanlamakta olan bir insan gibi teknolojik obeziteye yol açıyor. Hız artarken doyumsuzluk nedeniyle yeni hazlar peşine düşüyor insan. Beynimizin haz üretim merkezi olan Nucleus Accumbans (NAcc) bölgesi dopamin salgılama hızından dolayı uyuşuyor; beyne giden nörotransmitterler beyin hücrelerinde cirit atarken, dopamin salgısının hızı arttıkça tatminsizliğe doğru sürükleniyoruz. “Daha yok mu?” gibi acınası bir davranışla haz peşinde koşan varlıklara dönüşüyoruz. Fareler üzerinde yapılan deneylerde fazla hazzın ölüme yol açtığı bulunmuştur. insanın en temel insani özelliği olan farkındalığın kaybolmasıyla başıboş bir yaşam biçimi bizi içine doğru çekiyor. Üstelik ürün çeşitlenmesi nedeniyle karar verme becerilerimiz de zarar görmüşken … Sonra ne mi oluyor; bunalım, depresyon ve sosyal çalkantılar arasında dağa çakılan uçak gibi, kararıyor hayatlarımız.

Sonuç: Dengeli hayat oh ne rahat!

Hız ve Haz – Hepimiz aslında birer zaman milyoneriyiz. Sadece, tempomuzu hayatımızın her anını verimli kılacak şekilde ayarlamamız gerekir. Ya acele et, ya da yoldan çekil diyerek “hız” hastalığına yakalanmış zaman yoksulu bireyler olarak, hayatı stresle öldürmek ne kadar hatalıysa, vurdumduymaz, zamansız yaşayan, Brezilyalılar, Orta Asyalılar ve hatta Ortadoğulular gibi zamanı önemsemeyen kişilerden olmak da hatalı bir yaşam biçimi. Birer zaman milyoneri olarak mutluluğumuz, farkındalık bilincini doğuran plan yapmamıza bağlı. Aman dikkat! Uygulayacaksanız, planlama yapın. Temponuzu ayarlayın ve yaşamın ritmini kalbinizin derinliklerinde hissedin. Sadece tek şeye ihtiyacımız var, o da “O denge”

Yorumlar

yorum

YAZAN Bestami Çiftçi

 

md-small Melik Duyar’ın ücretsiz 7 Elektronik Beyin Eğitimi programına katılmak için, buraya tıklayın.
Melik Duyar’ın ücretsiz 6 Elektronik Hızlı Okuma programına katılmak için, buraya tıklayın.
Melik Duyar’ın ücretsiz "Mega Hafıza" dergisinin adresinize gönderilmesi için, buraya tıklayın.

Benzer Makaleler